bugün

entry'ler (1)

ibni sina ve farabi nin kafir olmaları

islam dinine ve itikad/inanç esaslarına göre bir mevzu hakkında hüküm verilirken o kişinin kim olduğuna, rütbesine, makamına göre değil söylediği söze ve yaptığı amellere göre değerlendirilir. imam-ı Gazali Hazretleri'nin islam akaidi ve ilmi konusunda en büyük alimlerden ve otoritelerden biri olduğu genel olarak tüm islam ulemasınca kabul edilmiş bir husustur. ibn-i Sina ve Farabi gibi filozofları değerlendirirken de ölçüsü islam akaid/inanç esasları olmuştur. Cenab-ı Hak Kur'an-ı Azimüşşan'da: "Allah size..insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor." (Nisa Suresi, 58) buyurmaktadır. Dolayısıyla imam-ı Gazali Hazretleri, bu filozoflar dine ve hakka uygun bir şekilde hüküm vermiştir. Zira makamı ve ilmi seviyesi ne olursa olsun hiç kimse Allahın sonsuz ilmini ve yaratıcılığını sınırlandıramaz. Bazı şeyleri bilip, bazı şeyleri bilemeyeceğini iddia edemez. Bazı şeyleri yaratıp, bazı şeyleri yaratamayacağını söyleyemez. Bu dinen de, ilmen de yanlış bir hüküm olur. Rabbimiz sonsuz yaratıcılığının sayısız örneklerini bu dünyada da göstermektedir. Ne atomların, ne yıldızların, ne karıncaların, ne böceklerin sayısını bilebilmekteyiz. Hatta dünya üzerinde ne jadar canlı türü olduğunu bile kesin olarak bilemiyoruz. Her sene yeni canlı türleri keşfedilmektedir. Bu da bizlere Rabbimiz olan Allahın sonsuz yaratıcı kudretini, ilmini ve iradesini göstermektedir. Allahüteala tek sonsuz varlıktır. Eğer -haşa- Onunla beraber başka varlıklar da sonsuzdan beri varolsalardı, onların da ilah olmaları lazımdı. Halbuki bu mükemmel ve muntazam kainatta/evrende iki ilaha ve yaratıcıya yer yoktur. Bir köyde bir muhtar, bir şehirde bir vali, bir ülkede bir yönetici olduğu gibi bu kainatın da tek bir ilahı ve Rabbi vardır. O herseyi yaratan ve bilendir. Hiçbirşey Onun izmi ve iradesi dışında meydana gelmez. Ondan başka hiçbir varlık hiçbir şey yaratamaz. Ahirette insanları sadece ruhlarıyla değil cesedleriyle huzurunda toplayacak ve hesaba çekecektir. Zaten ölen ve dirilecek olan ceseddir, ruh değil. Allahüteala ruhu ölümsüz olarak yaratmıştır. imam-ı Gazali Hazretleri fen ilimlerine değil o ilimler içerisine karıştırılmış maddeci ve tabiatçı felsefeye karşı çıkmıştır. Ve inam-ı Gazali Hazretlerinden sonra da binlerce Müslüman fen ve ilimadamı yetişmiştir. Aslında imam-ı Gazali Hazretleri medreseleri felsefenin tasallut ve hakimiyyetinden kurtararak islam'ı ve islam bilimini tekrar diriltmiş ve ayağa kaldırmış insandır. islam biliminin imam-ı Gazali Hazretlerinden sonra gerilediğini iddia etmek tamamen tarihi gerçekleri inkar etmektir. Eğer öyle olsaydı ondan sonraki dönemlerde medreselerde şahi toplarını döktürecek, ilk havan topunu yapacak, sıvı yakıtlı füzeleri imal edecek, gemileri karadan yürütecek Fatihler, mikrobu keşfeden Akşemseddinler, Sabuncuoğlu gibi islam cerrah ve hekimleri, Takiyüddin Mehmed Efendi ve Ali Kuşçu gibi islam astronom ve matematikçileri yetişmezdi. Müslümanların fen ilimlerinde geri kalmaları lale devrinden sonradır. Müslümanlar ne zaman islam ahlakından uzaklaşıp bozulmaya başladılar o zaman duraklama ve gerileme başladı. Hz. Muhammed (SAV) ve Ashabı kısa zamanda Arabistanı ve dünyanın bir çok büyük ülkesini fethedip büyük bir medeniyeti kısa zamanda inşa ettiler. Çünkü oblar insanların sadece ülkelerine değil onların akıl ve kalplerine de hükmettiler. Onlara kendilerini ve islamı sevdirip candan kabul ettirdiler. En vahşi ve en bedevi insanları en medeni ve en ahlaklı insanlar haline getirdiler Allahın izniyle. Sadece kendi akıllarına ve nefislerine uyup Allahın dinini olan islamı kabul etmeyen ve hakkıyla yaşamayan insanlar yüzünden şu anda dünya savaşlar, kan ve zulüm içinde.. Rabbim önce biz Müslümanlara sonra da tüm insanlara islamı hakkıyla anlamayı ve yaşamayı nasib eylesin.